Korsan yazılım hem ekonomiye, hem güvenliğe zarar...
Dünya Fikri Mülkiye Hakları Organizasyonu gibi önemli kurumlarda görev almış olan Microsoft Fikri Mülkiyet Hakları Genel Hukuk Danışmanı Richard Wilder, Microsoft Türkiye’nin konuğu olarak Ankara’yı ziyaret etti. Wilder, Fikri Mülkiyet Hakları’nda yaşanan son gelişmeleri, kamu ve özel sektör üst düzey yöneticilerinin de hazır bulunduğu bir toplantıda izleyicilerle paylaştı.
Fikri Mülkiyet Hakları alanındaki gelişmeleri paylaşmak ve kamuoyunda bu konuda belli bir duyarlılık oluşturmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenleyen Microsoft Türkiye, geçtiğimiz günlerde bu alanın duayenlerinden önemli bir ismi ülkemizde ağırladı. Geçmişte Dünya Fikri Mülkiyet Organizasyonu’nun (WIPO), Global Fikri Mülkiyet Sorunları Bölümü Başkanlığı da yapmış olan Microsoft Fikri Mülkiyet Hakları Genel Hukuk Danışmanı Richard Wilder, Microsoft Türkiye Ankara ofisinin evsahipliğinde 14 Haziran, Pazartesi günü gerçekleştirilen bir “Fikri Mülkiyet Hakları’nın Önemi” konulu toplantıda bu alanda yaşanan son gelişmeleri izleyicilerle paylaştı.
Wilder, Fikri Mülkiyet Hakları’nın ülke ekonomileri için öneminin yanı sıra lisanssız yazılım kullanımının ekonomi, iş gücü ve vergi üzerindeki etkilerine değindiği konuşmasında Türkiye’de fikri mülkiyet hakkı bilincinin geliştirilmesinde hükümetin rolüne de değindi. Wilder Fikri Mülkiyet Hakları bilincinin geliştirilmesini stratejik planlarına ekleyen ülkelerden örnekler verirken, lisanssız yazılımlara karşı mücadele eden ülkelerde kaydedilen ilerlemelere dikkat çekti.
Lisanssız yazılım almayın, ekonomiye darbe vurmayın!Fikri mülkiyet hakları ve korsan yazılıma karşı kararlı çalışmalarını sürdüren Microsoft Türkiye, sahte yazılım kullanımı ile bireysel, kurumsal ve kamu düzeyinde ortaya çıkması olası hasarlar konusunda ilgilileri ve yetkilileri uyarıyor. Sahte yazılım dağıtanlar ile verilen mücadelenin büyüklüğüne rağmen, Türkiye’de yazılımların yasadışı kullanım oranı dünya ortalamasının iki katında gerçekleşiyor.
IDC’nin bu konuda hazırlamış olduğu rapora göre dünyada korsan yazılım kullanımı % 35’ler seviyesindeyken, Türkiye’de yasadışı kullanım oranı % 65’leri buluyor. IDC’nin 2008 yılı raporuna göre Türkiye’deki mevcut korsan yazılım kullanım oranını sadece % 10 düşürmekle ekonomiye önemli katma değerler sağlamak mümkün görünüyor. IDC raporuna göre korsan yazılım oranının % 10 azaltılmasıyla 36.000 kişiye istihdam yaratılabiliyor ve toplam vergi gelirlerinde 80 milyon ABD Doları artış elde edilebiliyor.
Lisanssız yazılım satın almak, kayıt dışı ekonomiyi desteklemek anlamına geliyor. Vergi kayıplarının dışında böyle bir finansman desteği ekonomiye ve dolayısıyla topluma değil organize suç örgütlerine kazandırıyor.
Korsan yazılım saatli bomba gibiGüvenlik güncellemeleri yapılamadığı ve yeni teknolojiler kullanılamadığı için korsan yazılım ortamında bireysel ve finansal bilgilerinizin çalınma tehlikesi her zaman yüksek. İnternet ortamına bağlı çalışan bütün bilgisayarlar, casus yazılım ataklarına açık olmasına karşın, orijinal yazılımlarla birlikte gelen güvenlik teknolojileri ve düzenli yapılan yazılım güncellemeleri, kullanıcılara sağlıklı bir bilgisayar deneyimi sunuyor.
Rasgele yapılan İnternet atakları siber suç aleminde çalıntı kredi kartı bilgileri ile birleştirilerek, dönemsel olarak bireyleri finansal açıdan zarara uğratan büyük girişimlere dönüşebiliyor. Lisanssız yazılımlar güncellenemedikleri ve fonksiyonları düzgün çalışmadığı için bu tür ataklardan daha çok etkileniyor.
Gerekli önlemleri alınmamış kurumsal bilgisayar ağlarında kullanılan lisanssız yazılımlar olası zararları artırıyor. Devletler arasındaki bağlantılar, gerek haber alma, gerekse ulusal güvenlik vb. ihtiyaçlar nedeni ile üst düzeyde korumayı zorunlu kılıyor. Bu tür ortamlarda lisanssız yazılım kullanımları ciddi güvenlik riskleri oluşturabiliyor.
Ayrıca özel ya da kamu olsun her türlü kurumda orijinal olmayan yazılım kullanımı, gerek finansal, gerekse yasal sonuçları itibarıyla ciddi bir prestij kaybına yol açıyor.