30 Haziran 2010 Çarşamba

LCD'leri Kullanarak Mikroplar ile Savaş

Ömrünü tamamlayan LCD'leri mikroplarla savaşta kullanacağız.

İngiltere'nin York Üniversitesi'nde yapılan araştırmalar sonucu ömrünü tamamlayan eski LCD televizyonlar için yepyeni bir kullanım alanıkeşfedildi.

LCD televizyonlar içinde bolca kullanılan Polvinil Alkol adlı maddeyi bir işlemden geçirerek anti bakteriyel haline getirmeyi başaran bilim adamları özellikle hastane enfeksiyonları ile mücadele için bu buluşun çok önemli olduğunun altını çiziyorlar.

Avrupa Birliği ülkelerinde önümüzdeki iki yıl içinde yaklaşık 2.5 milyar LCD ekranlı elektronik cihazın ömrünü tamamlayarak çöpe atılacağı tahmin ediliyor. Çevre Koruma Ajansı'nın verdiği bilgilere göre çöpe atılan elektronik cihazların sadece %15 ila %20'lik bir kısmı geri dönüşüme gönderiliyor. Bu yeni buluş sayesinde bu oranın artması bekleniyor.

Buluşu yapan takıma öncülük eden Dr. Andrew Hunt, "Biz bu elektronik çöplüğü müthiş değerli hale getirebiliriz" diyerek bu işi nasıl yaptıklarını anlattı...

Nasıl Yapılıyor?
"Polvinil Alkol içeren maddeleri önce yüksek ısıya maruz bırakıp sonra soğutuyoruz. Ardından dehidrasyon işlemi ile içindeki suyu arındırıyoruz. Bu işi de etanol ile yapıyoruz. Elde ettiğimiz madde özellikle biyomedikal alanda kullanılmak için çok uygun oluyor" dedi. Dr. Hunt, "Elde ettiğimiz anti-mikrobik madde ile özellikle hastane temizliğinde kullanılan malzemeler üretilebilir" diyerek ilk hedefi de göstermiş oldu.

Buluşu yapan takımın bir sonraki hedefi ise elde ettikleri madde ile yapılmış ticari ürünleri hayata geçirmek. Çöpe gitmesi muhtemel milyonlarca LCD ekranlı elektronik cihaz, mikroplarla savaşta kullanılmak üzere cephanemiz haline gelebilir.

27 Haziran 2010 Pazar

Ücretsiz Java Eğitimi Fırsatı

Oracle’dan gençlere ücretsiz Java eğitimi ve kariyer fırsatı!

Oracle Türkiye ve İş Ortağı Inomera’nın sunduğu Java yaz okulu eğitimleri, üniversite öğrencilerinin kariyerlerini sağlam bir temele oturtmalarına imkan veriyor.


Oracle iş ortaklarına ve onların iş süreçlerine değer katmak hedefiyle oluşturulan Oracle “Partner HUB” İstanbul merkezi bünyesinde hizmet veren “Partner Academy”, yaz döneminde kapılarını üniversite öğrencilerine ücretsiz Java eğitimi vermek üzere açıyor.

19 Temmuz 2010 tarihinde başlayacak olan ve yaklaşık 50 öğrencinin kabul edileceği “Java Akademi” toplam 18 günlük bir eğitim sürecini kapsıyor.

Java Yaz Okulu, güçlü eğitim müfredatı ve eğitim sonrasında Oracle'ın iş ortaklarında sunulacak iş imkanı ile üniversite öğrencileri ve mezun adaylarının kariyerlerine sağlam bir başlangıç yapmalarını sağlayacak.

Oracle Partner Academy ve Inomera’nın sunduğu Java Yaz Okulu’na Türkiye’nin seçkin üniversitelerinde okumakta ya da mezun olabilecek durumda olan öğrenciler, ilgili bölümlerdeki öğretim görevlilerinin referansları sonucu katılabilecekler.

1500 Yıllık Süryanice İncil

Muğla'da polisin düzenlediği operasyonda, ceylan derisine Süryanice yazılmış bin 500 yıllık olduğu belirtilen incil ele geçirildi.

Tarihi incilin piyasa değerinin yaklaşık 1 milyon dolar olduğu belirtildi. Olayla ilgili bir müteahhit, bir tekstilci ve iki inşaat malzemesi satıcısı gözaltına alındı.


Muğla Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube müdürlüğü ekipleri bir ihbarı değerlendirerek dün saat 17.00 sıralarında, Muğla- Marmaris Karayolu’nun Devrant Kavşağı’nda bir otomobili durdurdu. Otomobilde yapılan aramada, bagaj bölümünde 65 sayfadan oluşan ceylan derisine yazılı bir incil bulundu. Bin 500 yıllık olduğu belirtilen Süryanice yazılı incilin piyasa değerinin yaklaşık 1 milyon doları bulduğu öne sürüldü. İncilin ele geçirildiği otomobilde bulunan müteahhit A.K. (51), tekstilci N.Ş. (42), inşaat malzemesi satıcıları M.E. (47) ve R.T. (38) gözaltına alındı. 4 şüpheli emniyetteki ifadelerinde incili yolda bulduklarını söyledi.

Muğla Müze Müdürlüğü’nce incelemeye alınan incilin orijinal olduğu belirtildi. Müzenin verdiği raporda şöyle denildi:
"Söz konusu deri kitabın kapak kısmı incelendiğinde, malzeme olarak eski olduğu tespit edilmiştir. Süryanice el yazması incilin yazılarının üzerinden tekrar boyayla geçildiği, müdahale edildiği görüldü. Orijinal yazılar daha belirgin hale getirilmeye çalışılmış. Kitap, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu kapsamında olup, devlet malı niteliğindedir."


İncil korumaya alınırken, gözaltındaki 4 şüpheli ‘tarihi eser bulundurmak’ suçundan bugün Muğla Adliyesi’ne sevk edildi.

Xbox 360'ın Ömrü Ne Kadar?

Popüler oyun konsolu Xbox 360, Slim versiyonuyla gençleşti. Peki kaç yıl daha bizimle olacak?

Yeni nesil konsollar halen bazıları için daha dün piyasaya çıkmış gibiler. Aslında birçoğu çoktan uzun yılları geride bıraktı.
Bu duruma en iyi örnekse 2010 yılının Kasım ayında Xbox 360'ın beşinci senesini kutlayacak olması.

Konsollar eskiye dursun, Microsoft yöneticisi Chris Lewis'e göre Xbox 360 önümüzdeki beş yıl daha piyasada olacak. Lewis yapılan bir röportajda; "2010 yılı bizim için büyük bir yıl olacak. Konsolumuz hayatının tam orta noktasında. Özellikle tasarladığımız Kinect ve yeni Slim modelle birlikte bir beş yıl daha piyasada olacağız" dedi. Bu durumun en büyük sebebiyse şüphesiz genel tüketicilerin neredeyse hepsinin dikkatinin Kinect üzerinde olması olarak biliniyor.

Bir konsolun on yıl piyasada kalması kesinlikle alışılmadık bir şey olmayacak. Çünkü daha önceleri piyasada büyük başarı toplayan PS2 konsolu yedi yıl boyunca dünyayı kasıp kavurmuştu. Sony Başkanı Kaz Hirai 2006 yılında yaptığı bir konuşma sırasında da PS3'ün de on yıl gibi bir süre boyunca piyasada kalacağını söylemişti.

21 Haziran 2010 Pazartesi

Korsan Yazılım Saatli Bomba Gibi

Korsan yazılım hem ekonomiye, hem güvenliğe zarar...

Dünya Fikri Mülkiye Hakları Organizasyonu gibi önemli kurumlarda görev almış olan Microsoft Fikri Mülkiyet Hakları Genel Hukuk Danışmanı Richard Wilder, Microsoft Türkiye’nin konuğu olarak Ankara’yı ziyaret etti.
Wilder, Fikri Mülkiyet Hakları’nda yaşanan son gelişmeleri, kamu ve özel sektör üst düzey yöneticilerinin de hazır bulunduğu bir toplantıda izleyicilerle paylaştı.

Fikri Mülkiyet Hakları alanındaki gelişmeleri paylaşmak ve kamuoyunda bu konuda belli bir duyarlılık oluşturmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenleyen Microsoft Türkiye, geçtiğimiz günlerde bu alanın duayenlerinden önemli bir ismi ülkemizde ağırladı. Geçmişte Dünya Fikri Mülkiyet Organizasyonu’nun (WIPO), Global Fikri Mülkiyet Sorunları Bölümü Başkanlığı da yapmış olan Microsoft Fikri Mülkiyet Hakları Genel Hukuk Danışmanı Richard Wilder, Microsoft Türkiye Ankara ofisinin evsahipliğinde 14 Haziran, Pazartesi günü gerçekleştirilen bir “Fikri Mülkiyet Hakları’nın Önemi” konulu toplantıda bu alanda yaşanan son gelişmeleri izleyicilerle paylaştı.

Wilder, Fikri Mülkiyet Hakları’nın ülke ekonomileri için öneminin yanı sıra lisanssız yazılım kullanımının ekonomi, iş gücü ve vergi üzerindeki etkilerine değindiği konuşmasında Türkiye’de fikri mülkiyet hakkı bilincinin geliştirilmesinde hükümetin rolüne de değindi. Wilder Fikri Mülkiyet Hakları bilincinin geliştirilmesini stratejik planlarına ekleyen ülkelerden örnekler verirken, lisanssız yazılımlara karşı mücadele eden ülkelerde kaydedilen ilerlemelere dikkat çekti.

Lisanssız yazılım almayın, ekonomiye darbe vurmayın!

Fikri mülkiyet hakları ve korsan yazılıma karşı kararlı çalışmalarını sürdüren Microsoft Türkiye, sahte yazılım kullanımı ile bireysel, kurumsal ve kamu düzeyinde ortaya çıkması olası hasarlar konusunda ilgilileri ve yetkilileri uyarıyor. Sahte yazılım dağıtanlar ile verilen mücadelenin büyüklüğüne rağmen, Türkiye’de yazılımların yasadışı kullanım oranı dünya ortalamasının iki katında gerçekleşiyor.

IDC’nin bu konuda hazırlamış olduğu rapora göre dünyada korsan yazılım kullanımı % 35’ler seviyesindeyken, Türkiye’de yasadışı kullanım oranı % 65’leri buluyor. IDC’nin 2008 yılı raporuna göre Türkiye’deki mevcut korsan yazılım kullanım oranını sadece % 10 düşürmekle ekonomiye önemli katma değerler sağlamak mümkün görünüyor. IDC raporuna göre korsan yazılım oranının % 10 azaltılmasıyla 36.000 kişiye istihdam yaratılabiliyor ve toplam vergi gelirlerinde 80 milyon ABD Doları artış elde edilebiliyor.

Lisanssız yazılım satın almak, kayıt dışı ekonomiyi desteklemek anlamına geliyor. Vergi kayıplarının dışında böyle bir finansman desteği ekonomiye ve dolayısıyla topluma değil organize suç örgütlerine kazandırıyor.

Korsan yazılım saatli bomba gibi

Güvenlik güncellemeleri yapılamadığı ve yeni teknolojiler kullanılamadığı için korsan yazılım ortamında bireysel ve finansal bilgilerinizin çalınma tehlikesi her zaman yüksek. İnternet ortamına bağlı çalışan bütün bilgisayarlar, casus yazılım ataklarına açık olmasına karşın, orijinal yazılımlarla birlikte gelen güvenlik teknolojileri ve düzenli yapılan yazılım güncellemeleri, kullanıcılara sağlıklı bir bilgisayar deneyimi sunuyor.

Rasgele yapılan İnternet atakları siber suç aleminde çalıntı kredi kartı bilgileri ile birleştirilerek, dönemsel olarak bireyleri finansal açıdan zarara uğratan büyük girişimlere dönüşebiliyor. Lisanssız yazılımlar güncellenemedikleri ve fonksiyonları düzgün çalışmadığı için bu tür ataklardan daha çok etkileniyor.

Gerekli önlemleri alınmamış kurumsal bilgisayar ağlarında kullanılan lisanssız yazılımlar olası zararları artırıyor. Devletler arasındaki bağlantılar, gerek haber alma, gerekse ulusal güvenlik vb. ihtiyaçlar nedeni ile üst düzeyde korumayı zorunlu kılıyor. Bu tür ortamlarda lisanssız yazılım kullanımları ciddi güvenlik riskleri oluşturabiliyor.

Ayrıca özel ya da kamu olsun her türlü kurumda orijinal olmayan yazılım kullanımı, gerek finansal, gerekse yasal sonuçları itibarıyla ciddi bir prestij kaybına yol açıyor.

20 Yılda 105 Milyon Araç Geri Çağırıldı

Japon Toyota, gaz pedalı sorunu nedeniyle 8 milyondan fazla aracı geri çağırarak 2009 yılına damgasını vurdu.

Bu büyük operasyonla birlikte 2009, otomotivde en büyük geri çağırılma yılı olarak algılansa da, asıl büyük geri çağırma 2000 yılında gerçekleşti.
Geçen yıl toplam 15 milyon 388 bin araç geri çağrılırken, otomotiv tarihinin en büyük geri çağırma operasyonu 37 milyon 922 bin adetle 2000 yılında gerçekleşti. Son 20 yılda gerçekleşen geri çağırma adetlerine bakıldığında Toyota’lı 2009 listenin 11’inci sırasında yer aldı.

Kötü mühendislik değil
Uzmanlar, Toyota operasyonunun gereğinden fazla abartıldığını, son 20 yılda daha büyük geri çağrılmaların olmasına rağmen kamuoyunda bu kadar ses getirmediğini belirterek, şu yorumu yapıyor: “Bir aracın geri çağrılması, otomobil firmasının kötü mühendisliğini göstermez. Otomobiller müşterinin güvenliği için geri çağrılır. 1 milyon aracın 1 tanesinde bile emniyet kemeri problemi varsa, bu tüm araçların geri çağrılmasına yol açar.”

Amerika, Toyota’yı tokatladı
Uzmanlar, “Kimse tam olarak bu konunun nasıl bir probleme sebep olacağını bilmiyordu. Ama Amerika buna rağmen Toyota’yı para cezalarıyla tokatladı” diyor. InsideLine.com isimli internet sitesinde yayınlanan rapora göre, son 20 yılda tüm dünyada 105 milyon adetten fazla araç geri çağrıldı. 2000 yılı geri çağrılma alanında rekora imza atarken, 2004 ve 2001 yıllarında da 30 milyona yakın araç geri çağrılmış.

Limitsiz internet Kalkıyor!

Dünya çapında kotalı ve sınırsız internet konusunda ciddi gelişmeler yaşanıyor.

Limitsiz internet tanımları konusunda küresel gelişmeler yaşanmaya başlandı.


Büyük internet servis sağlayıcı şirketlerin, limitsiz internet reklamları inceleme altına alındı. İngiltere'de reklam standartlarını inceleyen kurum meseleye el attı ve artık bu konuda açıklık sağlanmasını istiyor.

İnternet sağlayıcıların limitsiz adı altında sattıkları paketlerde 10 GB civarında gizli kota bulunması, bu incelemenin temel sebebi oldu. Türkiye'de de benzeri görülen 'XX megabit'e kadar ' tanımlı paketlerin yeni standart olması bekleniyor.

Bu sayede tüketiciler kampanya isminden gerçekten ne satın aldıklarını anlayabilecekler.

Facebook Patronuna iDam Cezası?

Facebook'un patronu ölüm cezasıyla karşı karşıya. Peki şimdi ne olacak?

Pakistanlı bir avukat, Mark Zuckerberg'in rahatsız edici bazı şeylerle doğrudan ilgili olduğunu belirten bir raporu ortaya çıkardı. Avukata göre popüler sosyal ağın patronu, İslami içeriğe edilen hakaretin yayılmasında bir numaralı sorumlu.

Hatırlayacağınız üzere "Muhammedi Çiz" adlı yarışma yüzünden Pakistan, Facebook'a kapılarını kapatmıştı. İlgili içerik kaldırıldıktan sonra, 31 Mayıs 2010 tarihinde ise, Pakistan'daki bu engel kalkmıştı.Pakistan yaptırımlarına göre, peygamberin adını sözlü ya da yazılı, görülebilir bir şekilde, direkt ya da dolaylı olarak herhangi bir şekilde kötü kullanmak cezayı peşinde getiriyor. Avukat Muhammed Azhar Siddique ise hakimleri, gerekli kişileri sorgulamaya ikna etmiş gibi görünüyor.

Bu davada savunması istenecek tek kişi Zuckerberg değil. Kendisiyle birlikte, olaya dahil olduğu düşünülen Dustin Moskovitz ve Chris Hughes ile birlikte, "Muhammed'i Çiz" organizasyonu düzenleyen "Andy" lakaplı alman kadının da savunmaları dinlenebilir.


Bu olay, South Park'ın bir bölümüne konu olmuş, ancak daha sonradan sansürlenmişti. Bölüm içerisinde Hz. Muhammed bir ayı kostümü içindeydi. Aynı zamanda ismi de 'bipleniyordu.'

Davanın 12 Temmuz 2010'da başlaması bekleniyor.

Dünyanın ilk Netbook Güvenlik Yazılımı

Trend Micro, Netbooklara özel dünyanın ilk güvenlik yazılımını duyurdu. Trend Micro, 25 Mayıs’ta Nişantaşı’ndaki yeni ofisinde düzenlediği toplantıyla, Netbook’lar için özel olarak tasarlanan Trend Micro Titanium Security for Netbooks çözümünü tanıttı.

İnternet içeriği güvenliğinde global bir lider olan Trend Micro, 25 Mayıs Salı günü düzenlediği toplantıyla basın dünyasına en yeni çözüm ve hizmetlerini tanıttı.

Netbook güvenliğinde güçlü güvenlik özellikleri
Trend Micro Titanium Security for Netbooks çözümü, netbook’ları korumak için bulut bilişimin gücünden yararlanıyor. Çözüm, kişisel bilgisayar deneyimiyle yeni tanışan pek çok netbook kullanıcısına, kullanımı ve kurulumu kolay olan güçlü güvenlik özellikleri sunuyor.

Trend Micro Titanium Security, virüslere ve casus yazılımlara karşı güçlü koruma sağlıyor. En yeni tarama teknolojisini kullanan çözüm, virüsler, casus yazılımlar, oltalama (phishing) ve program ekme (pharming) girişimleri de dahil, tehdit içeren yazılımları (malware) otomatik olarak buluyor ve ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda, e-postalardaki ya da anlık mesajlardaki şüpheli bağlantıların aktif hale gelmesini önlüyor. Mevcut güvenlik yazılımını otomatik bularak kaldıran Trend Micro Titanium Security, netbook’lara sorunsuz ve hatasız kuruluyor.


Trend Micro Titanium Security netbook'u yavaşlatmıyor
Titanium, son derece gelişmiş güvenlik teknolojisine rağmen cihazın belleğinde çok yer tutmuyor ve internette gezinirken ya da e-posta gönderip alırken netbook’u yavaşlatarak kullanıcıları sinirlendirmiyor. Trend Micro Titanium, kullanıcı deneyimini daha da geliştirmek amacıyla, widget (parçacık) benzeri, zarif ve sezgisel bir arayüz sunuyor. Netbook’lar için ideal bir tamamlayıcı olan bu arayüz, arka planda gerekli tedbiri alıyor ve böylece, kullanıcıların korunup korunmadıkları konusunda endişe duymalarına gerek kalmıyor.

Titanium, netbook uygulamalarına yönelik en iyi güvenlik çözümü olarak kabul ediliyor. ASUS, Trend Micro ile yaptığı işbirliğiyle, bütün netbook modellerinde Titanium’u standart güvenlik çözümü olarak sunuyor.

Trend Micro Titanium Security for Netbooks ürünü, Vatan, Bimeks, Carrefour ve NT mağazalarında Haziran başından itibaren satışa sunulacak. Tavsiye edilen satış fiyatı 29 ABD Doları olan ürün, Türkiye lansmanı için özel olarak belirlenen fiyattan (19 ABD Doları) satın alınabilecek.

Türk Bilim Adamlarının Başarısı

AKDENİZ Üniversitesi'nde (AÜ) görev yapan bir grup bilim adamı, 6 yıllık çalışma sonunda, ağızdan kullanımında zehirli etki gösteren bir bitkiden elde ettikleri madde ile laboratuvar ortamında kanserli hücreleri öldürdü. Bilimsel bir dergide yer alacak çalışma, Avrupa Patent Ofisi'nden de uluslararası ön patent onayı aldı.

AÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof.Dr. Hakan Bozcuk, Doç.Dr. Mustafa Özdoğan ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü Fizyoloji Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Durmuş Burgucu, kanser hücre kültüründe yaptıkları bir araştırma ile daha ileri araştırmalar için umut ışığı yaktı. Türk bilim adamları, 6 yıldır süren çalışma sonunda, sadece Akdeniz bölgesinde Toros sıradağlarının eteklerinde yetişen ve ağızdan kullanımında zehirli etki gösteren bir bitkiden elde edilen özütle, laboratuvar ortamında kanserli hücreleri öldürdü. Önümüzdeki günlerde bilimsel bir dergide yayımlanacak olan çalışma, Avrupa Patent Ofisi’nden uluslararası ön patent onayı da aldı.

Çalışmanın 6 yıldır 8 kişilik bir araştırma grubunun emeği ile ortaya çıktığını belirten Prof.Dr. Hakan Bozcuk, ekibin diğer elemanlarının Yrd.Doç.Dr. Asuman Karadeniz, Yrd.Doç.Dr. Hasan Öztürk, Biyolog Deniz Ekinci, Prof.Dr. Fatih Topçuoğlu ve Oktay Akyurt olduğunu söyledi.

KANSER TEDAVİSİ İÇİN ERKEN
Araştırma sonuçlarının kanser tedavisinde bu haliyle kullanılmasının söz konusu olmadığını, ancak bitkisel kaynaklardan kanserle savaşabilecek yeni ilaçlar yaratma yolunda bir adım olduğunu kaydeden Prof.Dr. Bozcuk, “Bu proje için yıllardır çalışıyoruz. Şimdi bir sonraki basamağa geçiyoruz. Önümüzdeki süreçte bu metodu ve test ettiğimiz bileşikleri hayvan modellerinde uygulamak istiyoruz. En önemli hedeflerimizden biri bu araştırma projesinden çıkacak sonuçları daha ileriye götürüp, üniversitemiz ve ülkemiz adına kazanımlar sağlamak” dedi.

Çalışmalarda özütü kullanılan bitkinin adını açıklamayan bilim adamları, insanların bu bitkilere yönelip bilinçsizce kullanmaları neticesinde istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabileceği düşüncesiyle bitkinin adını vermediklerini kaydetti.

Sağlık Bilimleri Enstitüsü Fizyoloji Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Durmuş Burgucu, “Yaptığımız çalışmanın sonuçlarını şu an kanser tedavisine uyarlamamız mümkün değil, ama bu sonuçlar bu yoldaki Akdeniz Üniversitesi’nin bilim adamlarının önemli bir adımı” dedi. Burgucu, bu projenin Medikal Onkoloji, Fizyoloji ve Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü ile ortak sürdürüldüğünü söyledi.

Bu Mesaja Dikkat!

MSN'den gelen bu mesaja sakın yanıt vermeyin...

Türkiye Bileşim Güvenliği Derneği, internet kullanıcılarını virüs tehdidi içeren mesajlara karşı uyardı. Rus kaynaklı olduğu tahmin edilen ve MSN aracılığıyla gönderilen, "Bu resim senin mi? www. designportal. com /resimleri. php?id= murat??? @hotmail.com" isimli mesaj , yeni bir internet soygunu anlamına geliyor.

Bilgisayar güvenlik uzmanları, internet kullancılarını uyararak, "Mesaj tıklanınca bilgisayarınıza gizli bir 'keylogger' isimli hayalet program yükleniyor . Sizin hiçbir şeyinizden haberiniz olmadan bilgisayarınızda yaptığınız her bir işlem bu internet dolandırıcılarına geçiyor.

Virüslerden daha tehlikeli bu trojenler için internet kullanıcılarının daha dikkatli olmasını istiyoruz. İnternet üzerinden yaptığınız tüm banka işlemleri ve şifreleri bu program sayesinde programın yönlendirdiği kişiye gidiyor" dedi.

20 Haziran 2010 Pazar

Bilgisayar Kullanıcılarına Yararlı iPuçları

PC kullanırken depolama alanından, enerjiden ve en önemlisi zamandan tasarruf edin.

Bu bölümde, sabit disk üzerinde daha fazla boş alan isteyenler ve bilgisayarın enerji tüketimini minimum seviyeye indirmeyi amaçlayanlar için birkaç küçük tavsiyemiz olacak.


Bilgisayarınızda bulunan gereksiz verileri silerek ekstra depolama alanı kazanabileceğinizi daha önce öğrenmiştiniz. Ancak bunun için baş vurabileceğiniz farklı yöntemlerden bahsetmekte de büyük yarar var. Aşağıda bu yöntemler hakkındaki ayrıntıları bulabilirsiniz. Bilgisayarın enerji tüketimini en aza indirmek isteyenler veya gizli dosyaları görüntülenebilir hale getirmeyi amaçlayanlar da, yine bu bölümdeki küçük tavsiyelerden yardım alabilirler.

Geri Dönüşüm Kutusu

Sabit diskinde yer kazanmak isteyen hemen herkes, Geri Dönüşüm Kutusu'nu boşaltması gerektiğini bilir. Eğer sık sık Geri Dönüşüm Kutusu'nu boşaltmayı unutuyorsanız, baş vurabileceğiniz en iyi yöntem içinde barındırabileceği dosya miktarını, yani kapasitesini düşürmek olacaktır.

Gerekli ayarları yapmadan önce, Geri Dönüşüm Kutusu'nun içindeki tüm dosyaların silinmesi gerektiğini unutmayın. Normal şartlarda Geri Dönüşüm Kutusu'nun kapasitesi, sabit diskinizin tüm alanının yüzde 10'una denk düşer. Bu durumda örneğin 5 GB'lık bir sabit disk üzerinde Geri Dönüşüm Kutusu'na ayrılan alan 500 MB civarında olacaktır. Şimdi bu alanı nasıl azaltabileceğimizi görelim.

1. Geri Dönüşüm Kutusu simgesine farenin sağ tuşu ile tıklayın ve açılan menüden "Özellikler" satırını seçin.

1a. Açılan pencereden "Genel" sekmesine tıklayın. Geri Dönüşüm Kutusu'nun kapasitesi, uzun bir kaydırma çubuğu ile kontrol edilir. Örneğin 20 GB'lık bir sabit diskiniz varsa, yüzde 1'lik alan sizin için yeterli olacaktır. Geri Dönüşüm Kutusu'na ayrılan bu 200 MB, pek çok kullanıcı için uygun bir büyüklüktür.

1b. Eğer Geri Dönüşüm Kutusu'na ayıracak yeterli alanınız yoksa, bu işlev için alan ayırmamak gibi bir şansa da sahipsiniz. Geri Dönüşüm Kutusu'nun "Özellikler" penceresini açın. Önce "Tüm Sürücüler İçin Tek Ayar Kullan" seçeneğini işaretleyin; ardından da "Dosyaları Geri Dönüşüm Kutusu'na Taşıma" seçeneğine tıklayın. Bu sayede Geri Dönüşüm Kutusu'nu devreden çıkartmış olacaksınız. Ancak sildiğiniz dosyaları da bir daha geri getiremeyeceğinizi aklınızdan çıkartmayın.

PC İçin Enerji Tasarrufu

Sabit diskleriniz ve monitörünüz için birkaç küçük ayar yaparak enerji tasarrufu sağlayabilirsiniz. Bu ayarları yaparken dikkat etmeniz gereken tek ön koşul, monitörünüzün 1993 yılının Ağustos ayından beri yürürlükte olan "Vesa Standart Dpms"i (Görüntü Güç Kontrol Sistemi) destekliyor olması.

2. Masaüstünde boş bir alana farenin sağ tuşu ile tıklayın ve menüden "Özellikler" satırını seçin. "Ekran Koruyucu" sekmesi altında göreceğiniz "Güç" düğmesine basın.

2a. Karşınıza gelen "Güç Seçenekleri Özellikleri" penceresi, hem monitör hem de sabit diskinizin çalışma sürelerini ayarlayarak gerekmediğinde otomatik olarak devreden çıkmalarını sağlar. Böylece enerji tüketimi de minimum seviyeye inmiş olur.

Gizli Dosyaların Görüntülenmesi

Windows, önemli sistem dosyalarını gizleyerek görünmelerini engeller. Eğer bu dosyaları görmek isterseniz aşağıdaki adımları takip etmeniz yeterli.

3. "Bilgisayarım" simgesine çift tıklayın. Hemen ardından "Araçlar" menusunu açın ve "Klasör Seçenekleri" satırını seçin.

3a. Bu penceredeki "Görünüm" sekmesinden "Gizli Dosya ve Klasörleri Göster" satırını işaretleyin ve "Uygula" düğmesine basın.

"Temp" Klasörü

Sistem, yüklü bir dosya transferi sırasında herhangi bir sorun oluşmaması için taşınan veya silinen dosyaların bir yedeğini Windows dizini altındaki "Temp" klasörüne kopyalar. Daha sonra bu klasöre kopyalanan geçici dosyalar yine sistem tarafından temizlenir; ancak bu temizlik çoğu zaman yeterli olmaz. Eğer taşıma veya kopyalama işlemi sırasında bilgisayarınız herhangi bir sebepten dolayı kapanırsa, kopyalanan dosyaların bir kısmı "Temp" klasörü içinde kalacaklardır.

Bu klasörün içindeki gereksiz dosyaları kendiniz de kontrol edebilir ve silebilirsiniz. Önemli dosyaları silmekten korkmayın; çünkü "Temp" klasörü içinde önemli bir dosya bulundurulmaz. Eğer önemli bir dosyayı silmeye kalkarsanız, Windows sizi uyaracaktır.

Yedekleme Dosyaları

Bazı programlar, bir dosyanın kaydedilmesi sırasında "backup" adı verilen yedek bir dosya oluştururlar. Bu dosyalar düzenli olarak kontrol edilip silinmezlerse, bir süre sonra fazla yer işgal etmeye başlayabilirler. Yedek dosyaların uzantıları ".bak", ".di", ".ex", ".nch", ".tmp" ve ",wbk" olabilir. Ayrıca bu gibi dosyaların isimlerinde genellikle "~" sembolü bulunmaktadır.

Yedek dosyaları bulmak için arama penceresini açın ve anahtar kelime olarak "'X" yazın. Buradaki X, herhangi bir yedek dosyasının uzantısı olabilir. Gereksiz yer işgal eden tüm "backup" dosyalarının ekranda listelendiğini göreceksiniz. Bunları silerek mevcut depolama alanının kapasitesini artırmanız mümkün.

Resimleri Basmadan Önce

Hızlı baskı yapmak isteyenler için farklı bir ipucu daha... Düz bir metin dosyası, içinde resim ve grafik öğeleri barındıran karmaşık bir belgeye göre çok daha kolay basılır. Eğer şart değilse, bu gibi öğeleri baskı işleminin dışında tutabilirsiniz .

Öncelikle belgenizi açın ve Word penceresinde "Dosya / Yazdır" yolunu takip edin. Açılan pencerenin sol alt kısmında yer alan "Seçenekler" düğmesine tıklayın . "Belge ile birlikte" bölümü altında göreceğiniz "Çizim nesneleri" satırının yanındaki işareti kaldırın. Bu sayede yazıcınız grafikleri ve resimleri basmayacak; böylece baskı süresi de gözle görülür oranda azalacaktır.

PTT'den Posta Tarihini Değiştirecek Proje

PTT, tarihinin en büyük projelerinden birisini hayata geçirerek posta tarihini değiştirecek adımı attı.PTT, basım ve dağıtımdan kaynaklanan posta gecikmelerini Hybird Mail (Karma Posta) sistemiyle ortadan kaldıracak. İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum ve Mersin’de kurulan, posta hizmetlerinde tüm alışkanlıkları değiştirecek olan sistem, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından İstanbul’da gerçekleştirilen basın toplantısıyla faaliyete geçti.

PTT Genel Müdürü Osman Tural, Yıldız Bilişim Grubu şirketlerinden Datateknik Genel Müdürü Cahide Akkuzu ve Türk Telekom Uluslar arası ve Toptan Satış Başkanı Mehmet Toros’un konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, Hybrid Mail (Karma Posta) sistemi tanıtıldı.

PTT’nin en büyük projelerinden birisi olan bu yeni sistem sayesinde, kişi ve kurumlar PTT ile gönderecekleri fatura, poliçe, ekstre ve broşür gibi toplu gönderilerinin tüm süreçlerini elektronik ortamda gerçekleştirecek ve takip edebilecekler. Türkiye’de posta taşımacılığı alanında çığır açacak olan Hybrid Mail (Karma Posta) projesi hakkında bilgi veren PTT Genel Müdürü Osman Tural, “2003 yılından bugüne başlattığımız projelerle müşterilerimizin memnuniyetini en üst düzeye taşıdık. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Hybrid Mail, 66 milyon 442 bin Avro’luk bütçesiyle posta tarihinde yatırım bedeli olarak en yüksek proje. Hayata geçen yeni sistem sayesinde kurumlardan Türkiye’nin 5 ilinde bulunan baskı merkezlerimize ulaşan veriler basılıp, katlanıp, zarflanarak en kısa sürede alıcısına ulaşacak.” dedi.


Günde 2.5 milyon posta

Baskı merkezlerinin günde 2.5 milyon adet gönderi kapasitesi bulunduğunu belirten Tural, “Hybrid Mail projesi ile kurumların baskı ile birlikte gönderi maliyetleri de büyük ölçüde azalacak, aynı zamanda sıralama ve tasnifleme süreci de kısalacak. Kurumlara sağladığı avantaj PTT’ye öncelikli olarak büyük bir prestij kazandıracak. Aynı şekilde Hybrid Mail sisteminin hem gönderi adedimizi hem de gelirlerimizi büyük ölçüde artıracağını düşünüyoruz. Gönderici kurumların bedeli yüksek makine ve işletim maliyetlerine katlanmaları önlenmiş; teslim dahil sürecin her aşamasını elektronik ortamda takip edebilmeleri sağlanmış olacak. Alıcıların da isteklerine göre gönderiler, her sayfasına kişiye özel bilgi basılmak suretiyle kişiselleştirilecek. İlk olarak, Türk Telekom A.Ş. ile 5 yıl süreli protokol imzaladık, müşteri sayımızı artırmak için banka ve GSM şirketleriyle de görüşmelere devam ediyoruz.” açıklamasını yaptı.

Sistem entegratörü Datateknik
Şirketlere ya da kurumlara işin baskı ve postayla ilgili kısmını tek bir noktada çözme imkanı sağlayan Hybrid Mail projesinin sistem entegratörlüğünü yürüten Datateknik’in Genel Müdürü Cahide Akkuzu; “Datateknik, güçlü ve tecrübeli kadrosu, sahip olduğu yetkinlikler ve çözüm ortakları ile projenin ilk etapta yatırım kısmının gerçekleştirilmesini sağlamıştır.

Datateknik ayrıca projenin işletimini de yaparak PTT’nin Karma Posta stratejisinin ve büyümesinin önemli ölçüde destekleyicisi olacaktır. Kuruluşundan itibaren bilişim sektöründe Kamu, Savunma, Eğitim ve Telekom alanlarında gerçekleştirdiği projelerle önemli başarılara imza atan Datateknik, çalışmalarını yenilik, girişimcilik ve yüksek kalite anlayışı ile sürdürmektedir. Bu anlayış doğrultusunda müşterilerine yüksek hizmet kalitesi sunan Datateknik ISO 9000, ISO 14000, ISO 20000 ve ISO 27001 sertifikalarına sahiptir.
” dedi.

Herkes Sizden Korkacak

Rock Hippo Productions, SK-imedia ile anlaşmaya vardı.

Rock Hippo Productions Ltd, Kuzey Amerika ve Avrupa bölgelerinde hızlı ve öfkeli MMO-TPS (Üçüncü Kişi Nişancı olan Tamamı Multiplayer Online Oyun) MicroVolts’u yayınlamak üzere, SK-imedia ile imzaladığı ortaklık anlaşmasını duyurdu.


Asıl ismi H.A.V.E. Online ve MicroVolts olarak yeniden isimlendirilen oyun heyecanlı bir macera ve nefes kesici bir aksiyon sunuyor. İsme dair en yeni bilgiler ve oyunun kaliteli bir video sunumunu içeren bilgiler resmi web sitesi www.microvolts.com’ da bulunuyor.

MicroVolts, geleneksel Birinci Şahıs nişancıya yenilikçi bir Üçüncü Kişi yaklaşımı sunarak daha da büyük bir heyecan ve yoğunluk sunarken, oynamayı kolaylaştıran ve izlemeyi daha keyifli kılan heyecan dolu bir online oyun. Çok sayıdaki farklı silahlar, karakterler, düzeyler ve hızlı oynama özelliğine ilave olarak oyunun başka bir eşsiz özelliği de kendi karakterinizi kişiselleştirebilmeniz. Satılan ya da ücretsiz olan binlerce kozmetik ürünle, hiçbir karakter aynı görünmeyecek.


Oyuncuların her birinin istatistiklerinin kaydı tutuluyor ve MicroVolts aynı zamanda düzeyinizi yükseltme fırsatıyla, karakterinizi daha da korkulan bir rakip haline getirmenizi sağlıyor. MicroVolts kuklaların kuklalarla savaşını içeren eğlenceli bir ortamda gerçekleşiyor. Üçüncü Kişinin perspektifinden kendi kuklanızın düşmanları ile nasıl baş ettiğini ve düşman kuklalar arasında nasıl ortalığı kasıp kavurduğunu izleyin.

Oyun modelleri Deatmatch takım savaşı, Deathmatch madde savaşı, Silah sınırlı savaş ile diğerlerini içerirken, oyuncak konseptiyle hazırlanan çeşitli haritalar da sunuyor. MicroVolts hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.MicroVolts.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Türkiye'nin ilk Yerli Zırhı Üretildi

Nurol Teknoloji A.Ş bünyesindeki Türk mühendisler, 3 yıl süren Ar-Ge çalışmalarının ardından savunma sanayinin en büyük ihtiyaçlarından biri olan ileri balistik zırh üretmeyi başardı. Türkiye'nin ilk yerli zırhı olan ve T-Zırh (Türk Zırh) adı verilen ürünün geliştirilmesi için Nurol Teknoloji A.Ş. 15 milyon avro yatırım yaptı.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Nurol Şirketler Grubu bünyesindeki Nurol Teknoloji A.Ş, 2008 yılında savunma sanayine yönelik tamamen yerli ileri balistik zırh üretimi yapmak amacıyla başladığı çalışmaları tamamladı. Nurol Şirketler Grubu'nun Ankara'daki tesislerinde üretilen balistik zırh, yurt dışında ve yurt içinde askeri ve özel kurumlarda testlerden başarıyla geçti.

Türk Zırhı, güneydoğu'da görev yapan askerlerde, binalarda, her türlü kara ve hava araçlarının korunmasında kullanılabilecek.Firma yetkilileri, standart bir balistik koruyucu yeleğin (çelik yelek) 6-8 kilogram arasında değiştiğini, Türk mühendislerince geliştirilen yeleklerin ise 4-5 kilo olduğunu belirttiler.En yüksek seviyede koruma ya sahip bir balistik koruyucu yeleğin yaklaşık 13 kilogram olduğunu ifade eden yetkililer, Nurol Teknoloji'de aynı koruma derecesine sahip yeleğin 7-9 kilo olduğunu kaydettiler.

Zırhlı araçların daha önce genellikle İsrail tarafından zırhlandığını ifade eden yetkililer, "Zırh konusunda dışa bağımlıydık. Ülkeler, zırh teknolojisinde kullanılacak makine ve ekipmanları dahi satmazlar. Biz kendi bünyemizde zırh teknolojisinde kullanılacak fırınları ve makinaları da kendimiz ürettik. Artık zırh çözümlerini tamamen yerli olarak üretebiliyoruz. Hammaddeleri de tamamen yerli olarak üretiyoruz. Bu stratejik bir konu ve Türkiye'nin gücüne güç katacak." diye konuştular.

DÜNYANIN EN İYİLERİ ARASINDA
Ürettikleri zırh numunelerinin yurt dışında testlerden geçtiğini ve başarılı sonuçlar alındıktan sonra bir çok ülkeden ciddi talepler almaya başladıklarını anlatan yetkililer, şunları kaydettiler:

Ülkeler, başka bir ülkeye zırh satarken, hiç bir zaman en iyi zırhlarını vermezler. Genellikle eski model, bir önceki geliştirdikleri zırhları satarlar. Geliştirdiğimiz zırhlar, dünyanın en iyileri arasında. Onun için biz de en iyi çözümlerimizi ülkemiz için saklayacağız. Çünkü bu stratejik bir konu çünkü. Askerimiz Güneydoğuda çok zor şartlarda mücadele ediyor. Zaten çok ağır yükler taşıyorlar. Balistik zırhlı yelekler çok ağır geldiği için taşımak istemiyorlar. Halbuki daha hafif çelik yelekler sunduğumuz zaman onlar da kullanacaktır bunu.

DÜNYADAKİ 3 FİRMADAN BİRİYİZ
Yetkililer, Nurol Teknoloji A.Ş'nin, Ar-Ge çalışmalarının ardından zırh yapımında kullanılan malzemelerden bor karbürü üreten dünyada 3 firmadan biri haline geldiğini, bu malzemenin çok hafif olduğu için özellikle hava taşıtlarında ve personel yeleklerinde kullanıldığına işaret ettiler.

Hassas ve gelişmiş üretim teknikleri ile her türlü tehdide karşı dayanıklı, uluslararası standartlara uygun, hafif ve ergonomik ileri seramik plakaların üretimini de gerçekleştirdiklerini anlatan yetkililer, istendiği takdirde her tür balistik ihtiyaca, çevresel koşull

Hackerlar YouTube Yasağına Tepki Verdi

Video paylaşım sitesi YouTube'a mahkeme kararıyla erişimi engelleyen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), onun bağlı olduğu Bilgi Teknolojileri İletişim Başkanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı, "sansüre" tepki gösteren hackerların saldırısına uğradı.

Ulaştırma Bakanlığı'nın da aralarında bulunduğu üç kurumun internet sitesine dün hackerların saldırısı nedeniyle erişim sıkıntısı yaşandı. 01.00 ile 11.00 saatleri arasında yaşanan saldırıyla ilgili bazı internet sitelerine açıklama gönderen hackerlar, "Bu sitelere erişim, YouTube'a yönelik olarak yürüttükleri 5651 sayılı yasa kapsamındaki hukuksuz çalışmalar sebebi ile engellenmiştir" dediler.

Hackerlar, açıklamalarında "Bu saatler arasında erişime engellenmesinin sebebi iyi niyetimizin bir göstergesidir, amacımız kurumların çalışmasını engellemek değil aşağıda anlatmış olduğumuz konulara kamuoyunun ve kamunun dikkatini çekmektir" dedi.

Panasonic 3D Gözlük Tanıtıldı

HD TV'lerin yaygınlaşması ve yüksek kaliteli içeriğin oluşmasıyla üç boyutlu gösterime giren Blu-ray filmlerin sayısı artıyor. Çeşitli ülkelerde futbol maçları ve tenis turnuvaları üç boyutlu kameralarla çekiliyor. Bu da televizyonun tekrar yepyeni bir düzeye ulaşarak, Panasonic, NeoPDP ve Full-HD 3D teknolojisiyle bir çığır açarak televizyonu çok daha farklı bir izleme deneyimi veren bir cihaza dönüştürüyor ve bir "sonraki boyut" çağına ulaştırıyor.

3 boyut teknolojisi kullanılarak üretilen içerikleri izlemenin en yeni ve etkili yolu ise active shutter gözlükler. Daha eski bir teknolojinin ürünü olan polarize gözlüklerde bir göz sadece mavi, diğeri ise sadece kırmızı rengi izleyebilir, beyin ise bu ikisini üst üste oturtarak görüntüyü sağlardı. Bunun ise bazen baş dönmesi, bulantı gibi sorunlara yol açma olasılığı vardı.

Active shutter teknolojisinde ise gözlüğün iki camı LCD ekran gibi çalışıyor, aynı anda iki göze birden görüntü gelmiyor, böyle bu tür sorunlar da ortadan kaldırılmış oluyor. 3D filmler iki kamerayla ve normalde 120hz olarak, yani 60 kare sağ göz, 60 kare sol göz için çekiliyor. Dünyanın ilk ve tek kompakt 3D Full HD kamerasını üreten Panasonic'in active shutter gözlükleri ise 3D keyfini evde yaşamak için iyi bir seçim oluşturuyor.


İşte detaylı özellikler

Panasonic Full HD 3D "Frame Sequential" (Ardışık kare) yöntemini kullanarak her göze kendi tam çözünürlüğünde görüntüler iletiyor. Her göze ayrı ayrı gönderilen 1920x1080 piksel Full HD 3D görüntüler izleyiciyi ekranda sunulan ekranın tam da içine çekiyor.

Son derece net görüntüler ileten "Active Shutter" gözlük, Panasonic'in olağanüstü bir hassasiyetle sol ve sağ göz senkronizasyonu yapabilme teknolojisine dayanıyor. Bu teknoloji, 3D görüntülerin çözünürlüğünü bozan bulanıklığın yok edilebilmesini sağlıyor. Gözlüğün farklı tasarımı ise 7'den 70'e her yaşta izleyicinin rahatça kullanabilmesini mümkün kılıyor.

Panasonic 3D gözlüğün orta bölümü televizyondan gelen kızıl ötesi sinyalleri alma işlevi görüyor. Likit kristal lenslerin açma/kapama zamanlaması ise televizyondan gelen kızıl ötesi sinyaller aracılığıyla kontrol ediliyor ve böylece ekrandaki görüntüler üç boyutlu olarak izleniyor. Panasonic 3D gözlüklerdeki cam yerine geçen likit kristal lensler üç boyutlu görüntüleri kontrol ediyor. Sol ve sağ likit kristal lensler, televizyonda 3D efektini verebilmek için sırayla gösterilen sağ ve sol görüntülerle aynı zamanda açılıp kapanıyor.


Gözlük üzerine de takılabiliyor

Televizyon izlemek dinlenmek ve/veya eğlenmek için ayrılan zamanların en önemli etkinliklerinden ve televizyonların karşısında "rahat" oturmak ise en yaygın izleme şekillerinden biri. Farklı açılardan bakıldığında, örneğin kanepeye uzanılan keyif anlarında dahi Panasonic 3D gözlükle görüntülerde herhangi bir kalite bozukluğu yaşanmıyor. Numaralı gözlüklerin de üzerine takılabilen 3D gözlükler, Panasonic Full HD 3D TV'lerden başka hiçbir markanın televizyonlarında çalışmıyor.

Panasonic, 3D formatına sahip içeriğin zenginleşmesi için de aktif çaba sergiliyor. Panasonic'in 3D'ye olan ilgisi dünyanın en yüksek bütçeli 3D filmi Avatar'ın sponsorluğunun yanı sıra 2010 Vancouver Kış Olimpiyat Oyunları'nın 3D çekimleri ve 2010 Fransa Açık Tenis Turnuvası'nın 3D yayınlanması gibi benzersiz çalışmalarla taçlanıyor.

Panasonic VIERA NeoPDP Full HD 3D TV ile iki adet sunulan TY-EW3D10E- 3D Active-Shutter gözlükler yaklaşık 75 saatlik uzun bir pil ömrüne sahip. 3D ve likit kristal örtücülü ardışık yöntemli gözlükler, pille birlikte 63 gr ağırlığında. Ayrıca alınmak istenirse yaklaşık 199 TL KDV dahil tavsiye edilen satış fiyatıyla tüketicinin beğenisine sunuluyor.

Sanal Gerçeklik Cihazına TUBİTAK Desteği

Adana'da bir yazılım firması tarafından ar-ge çalışması sonucu deneme amacıyla üretilen ve dünyada az sayıda örneği bulunan "sanal gerçeklik" cihazı, Milli Savunma Bakanlığı ve bir otomobil firmasından ilgi gördü.

Firma cihazın kullanım alanlarını genişletmek ve fonksiyonlarını geliştirmek için TÜBİTAK'tan destek aldı. 2 Adam Yazılım ve Teknoloji Firması ortağı bilgisayar yüksek mühendisi Osman Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 2 yıl önce ortağı Taha Cananer ile o dönemde ABD ve Japonya gibi sayılı ülkelerde bulunan "sanal gerçeklik" cihazının bir örneğini üretmek amacıyla, ar-ge çalışmaları yaptıklarını kaydetti.

Başarılı olup olmayacaklarını bilmeden ilk prototipi ürettiklerini belirten Tekin, "Çok zor bir dönemdi. Ancak sonuçta dünyadaki benzerleriyle eşdeğer, hatta fonksiyonel anlamda bazı konularda daha iyi bir cihaz ürettik. Daha sonra, Türkiye'de ar-ge konusunda eskiden var olan umutsuz tablonun üstümüze sinmeye başladığını fark ettik. Çünkü cihazı daha fazla geliştirmek için maddi ve manevi destek yoktu. Bu sırada cihaz hakkında haber yapıldı ve sonraki gelişmeler, tahminimizin de ötesinde gerçekleşti." dedi.

Türkiye'de fabrikası bulunan dünyanın önde gelen otomobil firmalarından birisinin kendilerini cihazı tanıtmaları için davet ettiğini belirten Tekin, "Gittik ve tanıttık. Cihazın daha gelişmiş modeliyle ilgili bir çalışma yapma konusunda onlarla anlaştık. Bu konuda halen çalışmalarımız sürüyor." diye konuştu.

MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞINDAN TALEP

Bu gelişmeler olurken, Milli Savunma Bakanlığından da talep geldiğini ifade eden Tekin, şöyle devam etti:
Bir brifingle cihazı tanıttık. Komutanlarımız, cihazın daha iyi hale getirilmesi dileğinde bulundular ve destek için TÜBİTAK'a başvurmamızı önerdiler. Adana'ya dönünce Çukurova Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Başkanı Mehmet Tümay ile irtibata geçtik. Kendisi de elimizden tuttu ve cihazı TÜBİTAK Projesi haline getirdik.

TÜBİTAK projeyi kabul etti ve bu cihazın dünyadaki rakiplerinden daha iyi olması adına bize 370 bin TL maddi destek sağladı. Bütün bu gelişmeler ar-ge'ye bakış açımızı değiştirdi. Türkiye'deki şirketlerin, ülke için yararlı bir ürün üretiyorlarsa ar-ge konusunda destek bulacaklarına eminim. Bizim Adana'dan 3 yıllık mazisi olan bir yazılım şirketi olarak böylesine destek görmemiz, bunu gösteriyor.
SANAL GERÇEKLİĞİN KULLANIM ALANLARI

Geliştirdikleri sanal gerçeklik cihazının, kullanıcının hareketlerini algılayan sensörler ve elektronik devreler içeren bir kart, küçük iki ekrana sahip gözlük ve 3 boyutlu görüntüler oluşturan bilgisayar ile çalıştığını anlatan Tekin, şöyle devam etti:
Bir konuda deneyim elde etmek için gerekli malzemeye ulaşamadığınızda ya da maddi olarak imkanlar el vermediğinde, sanal gerçeklik sorunu çözüyor. Özellikle askeri ve eğitim amaçlı kullanılıyor. ABD ordusunun da kullandığı bu cihaz sayesinde, örneğin askeri personel riskli ve tehlikeli arazilere gidecekse, oraya gitmeden önce o arazilerde üç boyutlu görüntüler eşliğinde hareket edip, orada olduğu duygusunu yaşayarak deneyim kazanabiliyor. Bu, Güneydoğu Anadolu bölgesinde araziyi tanıyan teröristlere karşı, Türk askerine avantaj sağlayabilir.
Cihazın eğitimde kullanımına değinen Tekin, "Coğrafya dersinde öğrenci öğrendiği dağ, nehir ya da ovaya gidip, kendi gözleriyle görme hissini yaşayacak, tarih dersinde ise bir anlaşma imzalanıyorsa, orada kimlerin olduğunu kendi gözleriyle görüp, imzalanan belgede yazanları okuyabilecek. Bu bilgiler yaşanarak öğrenildiği için unutulmayacak bir deneyim olacak ve öğrencilerin öğrenme kapasitesi artacak." dedi.

Mimaride, henüz proje aşamasında olan bir evin içerisinde gezip dolaşmayı sağlayacak cihazın, turizmde de tatile gidilmek istenen yeri görme olanağı sunabileceğini ifade eden Tekin, "Biraz daha çalışılarak, tıp alanında da kullanılabilir. Bu beni özellikle heyecanlandıran bir konu. Örneğin, öğrenciler sanal bir kadavra üzerinde çalışabilir ya da önemli bir ameliyat öncesi, doktorlar sanal olarak ameliyatın pratiğini yapıp, operasyonun başarısı artırabilir." diye konuştu.

YouTube'dan Yeni Bir Özellik!

Artık basit işler için ek bir araç aramaya gerek yok. Çok basit, çok hızlı yeni YouTube özelliği.Dünyanın en büyük video paylaşım platformlarından olan YouTube'a yeni bir özellik eklendi.

Kullanıcılar artık site içerisinden basit bir video düzenleme uygulamasını kullanabiliyor. Bu sayede farklı videoları birleştirmek de mümkün oluyor.

Videoları kesmek, birleştirmek ve ister bunu videoyu yüklemeden, ister daha önceden yüklenmiş videolar üzerinde uygulamak mümkün oluyor. YouTube yaptığı açıklamada herkesin kullanabilmesi için bu özelliği basit tuttuklarını ancak gelecekte yeni özellikler ekleyeceklerini belirtti.Bulut bilgi işlem üzerinden çalışan bu özellik, kullanıcıların güçlü sistemlere sahip olmasını da gerektirmiyor; bu sayede editör çok hızlı çalışıyor.

Bağlantı: YouTube Editor

iPhone'a "Güneş Pili" Türkiye'de!

Güneş enerjisini kullanarak iPhone şarj etmeye olanak tanıyan Apple lisanslı ürün Türkiye'de.

Alternatif enerjili elektronik cihazlar üreten Novothink’in (www.novothink.com), iPhone için özel olarak geliştirdiği ve Apple lisanslı ilk güneş enerjisi ile şarj etme özelliği olan taşıma kılıfı Surge’i pazara sunduğunu duyurdu.
Şık tasarımlı, güneş enerjisi ile çalışan hibrid şarj aleti/taşıma kılıfı, iPhone kullanıcılarının iPhone’larını taşırken güneş olan her yerde cihazlarını şarj edebilmelerini mümkün kılıyor. Cihaz ayrıca florasan ışığında da kendini şarj etme özelliğine sahip. iPhone 3G ve 3GS uyumlu Surge kılıfları haziran ayı itbari ile Türkiye’de, Turkcell Flagship Store’larda (Kanyon,Capitol ve Bağdat Caddesi) satışa sunuldu...

Son teknoloji Solar Panel teknolojisini, ince, şık ve ergonomik tasarımla bir araya getireren Novothink’in lisanslı Surge şarj aleti/taşıma kılıfı benzersiz ve hem rahat hem de çevreye dost bir şarj etme çözümü sunuyor. Apple iPod’lar artık etkin ve verimli bir şekilde güneşin altında nerede olunursa olunsun şarj edilebiliyor: Tek yapılması gereken telefonlarının Surge’e takılmış olması. Kullanıcılar dilerlerse koşarken, yürürken, bisiklete binerken, güneşlenirken bile iPod’larını şarj edebiliyor. Bu yenilikçi cihaz özellikle plajlarda, kamp yaparken ya da seyahatlerde kullanım için ideal.


 Güneşin ve ışığın olduğu her yerde şarj imkanı
Güneş enerjisi ile şarjı sağlayan solar paneller içeren özel tasarımlı şarj aleti/taşıma kılıfının yanısıra, Surge USB 2.0 kablosu da içeriyor. Bu kablo standart USB portları ile uyumlu ve yüksek kapasiteli şarj etme ve veri alışverişi yapmayı mümkün kılıyor. iPhone 3G ve 3G S kullanımına yönelik güneş enerjisi ihtiyacını hesaplamak için Novothink, kullanıcıları www.novothink.com’da yer alan, ücretsiz Solar Planlayıcı’yı kullanmaya davet ediyor.

Siyah ve beyaz renk seçenekleri bulunan Surge’ler 100 USD + KDV fiyatı ile Kanyon, Capitol Alışveriş Merkezi ve Bağdat Caddesinde bulunan Turkcell satış mağazalarında satışta.

19 Haziran 2010 Cumartesi

İşte Karıncaların Müthiş Zekası

Sokakta gördüğünüz o küçük karıncaları sakın küçümseyin!.. Çünkü bu çalışkan yaratıklar, müthiş bir zekaya sahip...

Karıncalar, yiyecek taşıyan işçilerin yuvaya rahatça dönebilmelerini sağlamak için yol üstündeki çukurları kendi gövdeleriyle dolduruyor.


"Hayvan Davranışı" adlı ihtisas dergisinde yayınlanan araştırma, kolonideki bazı karıncaların, yoldaki çukurları kendi bedenlerini kullanarak doldurmayı görev edindiğini gösterdi. İngiliz Bristol üniversitesinden biyolog Scott Powell ve Nigel Franks'in çalışmasına göre, "yolun yüzeyinde yapılan değişiklikler, ganimet taşıyan karıncaların son sürat yuvaya dönmelerini sağlıyor.

Araştırmacılara göre, "E. burchellii" kolonilerinde birey sayısı 700 bini bulabiliyor. Karıncaların üçte biri her gün ya da iki günde bir yiyecek bulmaya çıkıyor. Bu tropikal karınca türünün üyelerinin boyları ilginç şekilde birbirlerinin beş katına kadar çıkıyor. Araştırmacılar, sadece ortaya çıkan çukur büyüklüğünde gövdeye sahip olan hayvanların "cuk oturarak" çukurları kapadığını tespit etti.


Daha küçükler ve daha büyükler ise yollarına devam ediyor. Yolda karşılaşılan herhangi bir çukur, en geç 30 saniyede dolduruluyor. Gövdesiyle çukuru dolduran karınca, hemcinslerinin sırtına basarak geçip gitmesini bekliyor. 5 saniye boyunca tepesine basan olmazsa çukurdan çıkıp yuvaya yöneliyor.

Araştırmacılar, karıncaların yoluna engeller koyarak gözlem ve karşılaştırmalar da yaptı ve gördüler ki, bir grubun içindeki "ihtisas sahiplerinin" varlığı, bütün grubun performansını iyileştiriyor. Sözgelişi, 200 bin bireyden oluşan gruptan 7500 karıncanın engellerin aşılmasını kolaylaştırması halinde, yuvaya taşınan yiyecek miktarı dörtte bir nisbetinde artıyor. Uzmanlara göre, yuvaya taşınan yiyecek miktarı ne kadar çoksa koloni o kadar büyüyor. Karıncalar da, bu durumun farkında oldukları için eve dönüş kolaylaşıyor.

Elektronik Spor Ligi Türkiye'de!

Dünyanın En Büyük Elektronik Spor Ligi Türkiye’de.

Toplamda 2.5 milyon kayıtlı üyesi ile 620.000’in üzerinde takımın mücadele ettiği devasa bir topluluk olan, dünyanın en büyük elektronik spor ligi ESL’in ( Electronic Sports League ) Türkiye ayağı 25 Haziran’da açılıyor.


Avrupa’nın ve dünyanın en büyük elektronik spor ligi olan ESL ( Elektronik Sporlar Ligi ) artık Türkiye’de. 25 Haziran’da kapılarını açacak olan ESL Türkiye’de, oyuncular hem bireysel hem de takım olarak liglere katılma şansı bulabilecekler. Liglerde dereceye giren kullanıcıları sürpriz hediyelerin beklediği ESL’in henüz resmi açılışı gerçekleşmemesine rağmen 14.304 kullanıcısı bulunuyor.

ESL Türkiye, ülkemizde en popüler olan 6 farklı bilgisayar oyunu için 6 Ladder’la açılacak. ESL Türkiye’de oyuncular dilerse sadece eğlenmek için, dilerse de profesyonel olarak oynama fırsatı bulabilecekler.

Rastgele sunucularda düşük seviyedeki oyuncularla oynarken sıkılma ya da yüksek seviyedeki oyuncularla oynarken zorlanma derdinin sonu geliyor. ESL Türkiye’deki otomatik sistem sayesinde, oyuncular kendi seviyelerindeki diğer oyuncularla karşılaşabilecek.

Servise www.esl.eu/tr adresinden ulaşabilirsiniz.

İnternette Vuvuzelalı Sörf

Vuvuzela sesi bir internet sitelerinde eksikti, o da oldu!

2010 Dünya kupası Güney Afrika Cumhuriyeti'nde devam ederken gündemi kasıp kavuracak maç sonuçları yerine insanlar vuvuzelalar ile uğraşıyor.
İspanya, Fransa ve Almanya şok sonuçlar almışken stadyumda vuvuzela sesleri arı vızıltısı gibi yankılanıyor. Spikerler dahi maç sunarken zorluk çekerken, büyük konsantrasyon gerektiren maçlar istenilen sonuçların ortaya konmasını engelliyor.

Yoksa bu vuvuzela sesi sahadaki futbolcuların kafasını karıştırarak konsantrasyon seviyesini düşürüyor mu?Tribünlerdeki gürültüyle maç izleyen taraftarların yanı sıra televizyon seyircileri de kafayı yemiş durumda.

Kimimiz sesini açmadan izliyor maçları, kimimiz de bazı televizyonların özellikleriyle oynayarak vızıltı sesinden kurtuluyor.Bunlardan kurtulamayanlar da maç sonuçlarını internetten takip ediyor. Ama ne yazık ki vuvuzelalar interneti kasıp kavuruyor.


Bu gürültü makinelerinin popüleritesinden faydalanmak isteyen birkaç yarıtıcı zeka bu konuda çalışma yapmış. Sloganları bu “Web sitelerini 2010 Dünya kupasındaki bir stadyumda maç izler gibi gez!” Kim gezmek ister ki?

Aslında bunu şaka olarak algılatıp paylaşımcı ortamda bir eğlence sitesi kurmuşlar. www.vuvuzelasesi.com adresinde siteye girip oradaki alana vuvuzela sesiyle gezmek istediğin sitenin adresini yazıyoruz ve o uyuz olduğumuz muhteşem sesle internette gezmeye başlıyoruz..

Suyun Altında da Anı Yakalayın

Samsung, WP10 ile su altında dahi anı kaçırmamanıza yardımcı oluyor.

Samsung’un 3 metreye kadar su geçirmeyen yeni fotoğraf makinesi WP10, su altında ve karada gösterdiği maksimum performans ile anı yakalamanın sınırlarını ortadan kaldırıyor.


Fotoğrafın yanı sıra 720p HD kalitesinde video da çekebilen Samsung WP10 ile fotoğraf makinenize zarar gelme endişesi taşımadan her türlü havada ve ortamda çekim yapabilmenin rahatlığını yaşayacaksınız. Ayrıca, Samsung WP10’un 12.2 megapiksel CCD ve güçlü optik zum lensleri sayesinde uzak mesafelerden bile daha fazla detay ve daha canlı renkler elde edebileceksiniz.

Samsung WP10 ile ıslanmaktan korkmayın
Sadece 20 mm inceliğinde ve 2.7 inç TFT LCD ekrana sahip olan Samsung WP10, 5X optik zum ve dijital görüntü sabitleyici ‘’Smart Auto’’ özelliklerine de sahip. Samsung WP10’un su altı modu (Aqua Mode), az ışıklı ortamlarda dahi yüksek çekim performansı göstererek net ve aydınlık görüntüler elde etmeyi sağlıyor. Samsung WP10 ile ailenizi ve arkadaşlarınızı havuzda, okulda, balık tutarken, kayak yaparken ya da su altını keşfederken fotoğraflayıp, değerli anlarınızı sonsuzlaştırabileceksiniz.

Dünya Kupası'nın En Prestijli Stadı Enterasys'e Emanet

2010 Dünya Kupasının en kritik maçlarına ev sahipliği yapan Soccer City Stadium'un IPTV altyapısı için Enterasys Networks ürünleri seçildi.

Dünyanın önde gelen ağ teknolojileri firmalarından Enterasys, merakla izlenen 2010 Dünya Kupası’nın açılış ve final maçlarının gerçekleştirildiği stadın IPTV altyapısını üstlendi. Hata kabul etmeyen bu organizasyonun kusursuz bir şekilde tamamlanması için Soccer Stadium’da Enterasys sistemleri kullanılıyor.

Ağ switchleri, router ve güvenlik çözümleri konusunda dünyada tercih edilen firmaların başında gelen Enterasys, yepyeni bir projeye imza attı. Tüm dünyanın izlediği ve bu yıl Güney Afrika’da düzenlenen Dünya Kupası’nın en büyük stadının IPTV altyapısı Enterasys tarafından üstlenildi. Soccer Stadium, 94 bin kişilik kapasitesiyle turnuvanın göz bebeği durumunda. Açılış ve kapanış maçlarının yanı sıra en prestijli maçlar yine bu stadyumda gerçekleştiriliyor.

Tüm dünyada 70’den fazla ülkede müşterisi bulunan Enterasys, bu projeye büyük önem veriyor. Şimdiye kadar gerçekleştirdiği başarılı projeler göz önüne alınarak Soccer City Kurulu tarafından tercih edilen firma, birçok dünya devinden daha iyi , daha güvenilir ve daha ekonomik olduğu için seçildi.Soccer City projesi Grup Direktörü Sally Penny, IPTV altyapısı için Enterasys Networks ürünleri seçmelerinin ardında yatan sebepleri şu şekilde sıralıyor; "Enterasys Networks, Cisco & HP Procurve şirketlerinin çözümlerini inceledik. Yaptığımız titiz incelemeler sonucunda Enterasys Networks çözümünün, oluşturmak istediğimiz kusursuz yapıyı en esnek, en performanslı ve en ekonomik şekilde sağlayacağına karar verdik ".

Teknolojinin eğlence ile birleştiği nokta

Yüz bine yakın koltuk kapasitesinin yanında 99 VIP süit de barındıran Soccer Stadium bugünlerde dünyanın en önemli kişilerini de ağırlıyor. Stadium’da; tam entegre AV sistemi, uydudan gelen TV programlarını stadyumun içerisinde bulunan HD IP TV’lere aktaran sistemler ve oyun sahasına tepeden bakan iki büyük LCD monitörle internet üzerinden yayın sistemi ve tüm stadyumda bulunan 700 monitöre görüntüleri aktaran sistemler bulunmakta. Toplam 700 adet IPTV cihazı; canlı programlar, genel bilgi ve ticari reklam amaçlı olarak sistem'in merkezindeki bir kumanda yapısı üzerinden birbirinden bağımsız olarak ayarlanabilmekte. Acil mesajları içeren birden fazla yayınlar, talep üzerine herhangi bir IPTV’de gösterilebilmekte.

Konu hakkında yorum yapan Enterasys Networks Bölge Direktörü Tarkan Süalp konu hakkında şunları söyledi; “Enterasys Networks tüm dünyada güvenilirliliği ve esnekliği ile biliniyor. Dünya Kupası’nın bu en büyük stadyumunun IPTV altyapısının emanet edilmesi de bunu kanıtlar nitelikte. Yakın zamanda hem dünyada hem de Türkiye’de benzer başka başarı hikayelerinin ortaya çıkacağını düşünüyorum”

18 Haziran 2010 Cuma

İnternete Çözüm: Yalın ADSL

İnternet kullanmak için telefon hattı gerekliliği ortadan kalkıyor.

ADSL aboneliğinin gerçekleştirilmesi için herhangi bir sabit telefon aboneliği zorunluluğunu ortadan kaldıran “Yalın ADSL” uygulamasını tüketici hakları ve internet kullanımının yaygınlaştırılması açısından son derece önemli bir adım olarak niteleyen TELKODER, Türkiye’deki internet kullanıcı sayısının artırılması için tek çözümün uygulamanın artık hayata geçirilmesi olduğunu vurguluyor. Tüketicilerin ADSL için iki ayrı başvuruda bulunma ve sabit telefon sabit ücreti ile ADSL hizmeti için iki ayrı ücret ödeme zorunluluğunu ortadan kaldıracak bu uygulamanın başlamasıyla birlikte tüketicilerin internet erişim maliyetleri de düşecek.

Tüketiciler tarafından büyük bir sorun olarak görülen sabit ücret konusunda, bir vatandaşımızın başvurusu üzerine Rekabet Kurumu Türk Telekom’un Temmuz 2009’a kadar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) başvuruda bulunarak “Yalın ADSL” hizmeti sunumunun başlatılması yönündeki karar almıştı. Son olarak Haziran 2010’da Türk Telekom aleyhine "sabit telefon aboneliğinin iptal edilmesi ve internet aboneliğinin devam etmesi" talebiyle açılan davada Yargıtay 13. Hukuk Dairesi de tüketicileri haklı bularak sabit telefon abonesi olmadan internet abonesi olunabileceği yönünde karar verdi.

Youtube'a Sansür Yağıyor!

YouTube'a giriş yolları bir bir kapanıyor. YouTube son birkaç senedir canımızı en çok sıkan unsurlardan birisi oldu. Tabii ki bunda, bazı kişilerin İnternet yönetimini baskıcı bir ülke yönetimiyle karıştırıyor olma olasılığı da söz konusu.

Popüler video paylaşım sitesi YouTube, tam tamına 2 sene önce erişime engellendi. Geçtiğimiz sene her ne kadar yayın organlarında yasağın kalkmaya başladığı söylense de, değişen bir şey olmadı.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), yurtdışında varlığını sürdüren Web sitelerinin içeriğine müdahale edemediği için sorunu kökünden çözüyor (!) ve ilgili siteyi erişime engelliyor. Şimdi bu yasak daha da genişliyor.


Neler Yasaklanıyor?
Tabii ki kullanıcılar yasaklı sitelere nasıl gireceğini biliyor. Henüz engellenmemiş DNS'ler ve amatör kullanıcılar tarafından geliştirilip, İnternet ortamında paylaşılan 'host' dosyaları bütün engelleri kaldırıyor. Ancak Ankara'dan çıkan karar doğrultusunda, "özgür ortamdaki" erişim engelini ortadan kaldıran 44 IP daha kapatılıyor.

Çıkış yolları çoğaldıkça tıkanıyor ama tıkandıkça da yeni alternatifler çoğalıyor.

Anlaşılamayan şey ise şu: İnternet'in özelliği hiçbir kurum, kuruluş ya da kimseye ait olmaması. Buna rağmen bu denli üzerine gidilmesi, kişilerin kendi istekleri doğrultusunda İnternet içeriğini kırpmaya çalışması.

15 Haziran 2010 Salı

Microsoft Sırrını Açıkladı!

Microsoft, ticari adı 'Kinect' olarak belirlenen ve uzun süredir beklenen yeni joystick'siz video oyun kontrol sistemi 'Project Natal' üzerindeki sır perdesini kaldırdı.

Dev yazılım ve bilişim şirketi Microsoft, dün akşam Los Angeles'ta düzenlediği özel bir etkinlikle, video oyun fuarı Electronic Entertainment Expo'nun (E3) başlamasına saatler kala, bu çok merak edilen sistemi tanıttı.

Oyun sisteminin tüm marifetlerinin gösterilmesi için Cirque du Soleil adlı gösteri grubunun getirildiği gecede jimnastikçiler koşarak, zıplayarak, eğilip bükülerek ve dönüp durarak, yoga, koşu yarışı, hızlı düşüş veya ışın kılıçlarıyla Yıldızlar Savaşındaki döğüş sahnesi gibi oyunların canlandırıldığı Kinect oyunlarının gösterilerini yaptılar.

Xbox 360 oyunlarında elleri direksiyon gibi oynatarak otomobil kullanılan, el ve vücut hareketleriyle spor veya savaş sanatlarının canlandırıldığı yeni oyun sisteminde ekrandaki karakterin hareket etmesi için oyun oynayan kişinin çeşitli hareketler yapması yeterli
oluyor.

Kinect'in teknik ayrıntıları ve fiyatı yarın başlayacak elektronik oyun fuarı öncesinde Microsoft tarafından açıklanacak.

13 Haziran 2010 Pazar

Colin McRae DiRT 2 (PC Game)

Zafere nereden gidildiği hiç belli olmaz..

DiRT, efsane Colin McRae ismini ve serisini devam ettirmek üzere, 2007'nin Haziran aylarında bizlerle buluşmuştu.
Görsel olarak çok önemli bir yol kat etmesinin yanında, hasar modellemeleri de inanılmaz gözükmekteydi. Geçtiğimiz aylar içinde, San Francisco'da düzenlenen bir etkinlikte, Dirt'e kardeş geliyor olduğunu öğrendik. Birçok geliştirme ile birlikte DiRT 2, bizlere Off-Road yarış heyecanı ile spor öğelerini bir arada hissettireceğe benziyor. Henüz açıklanan çok az özellik olmasına rağmen, bu kadarı bile özellikle yarış tutkunları için gayet hoş gözüküyor...

Yamuk yumuk yollar

Öncelikle biraz Off-Road kavramından bahsetmek gerekirse, Off-Road hem yarış oyunlarında hem de gerçek hayattaki yarışlara ayrı bir hava katıyor. Mantık, ''Bitiş çizgisine giden her yol mübahtır'' şeklinde işliyor. Yani illa ki belirli bir parkuru takip etmenize gerek yok, kestirme yollar kullanabilir ve kendinize daha kısa yollar bulabilirsiniz. Tabii bu tip yollar, genelde yer şekli olarak zorlayıcı, engebeli ve araç kontrolü zor yollar olabiliyor. Kim bilir, belki de kestirme olarak seçtiğimiz yol bizi bir uçurumun kenarına bile sürükleyebilir. Ancak yapımcılar bunu, o noktaya kadar dramatize ederler mi bu bilinmez.

DiRT 2'ye geri dönersek, yapım özellikle Off-Road sistemi üzerine önemli vaatlerle geliyor. Görsel efektler ve hasar modellemeleri için grafik motoru tekrar elden geçirilmiş, daha iyi bir sistem elde edilmiş. Buna göre, çok daha gerçekçi görüntüler ve fizik kuralları ile karşılaşacağız. Off-Road'lar sırasında rastlayabileceğimiz çamur, duman, kir gibi efektler son derece gerçekçi tasarlanıyor. Yağış ve ıslaklıklar için de ayrı bir motor hazırlanıyor ve üstelik aracımızın sürüşüne doğrudan etkileri bulunacak. Yani ne olursa olsun, bu gibi durumlarda kontrolü kaybetmemiz an meselesi olabilir.

"DiRT 2'de görsel efektler ve hasar modellemeleri için grafik motoru tekrar elden geçirilmiş, daha iyi bir sistem elde edilmiş."

Yapımcılar, DiRT 2'ye stadyum yarışları ekleyecekler. Burada, 40.000 ile 120.000 kişilik seyirciler önünde, her türlü yer şeklinde ralli yarışlarına gireceğiz. Bunun için de özel bir sistem geliştiriliyor, hem görsel hem de atmosfer olarak kendimizi bu kadar kalabalık bir stadyumda hissedebileceğimiz bir sistem yaratılıyor. Evlerinde özellikle iyi ses sistemlerine sahip olan arkadaşlarımız için son derece hoş bir durum bu. Bunların dışında, yarışabileceğimiz parkurlar içinde Londra, Los Angeles, Çin, Malezya ve Hırvatistan gibi yerler olacak. Tabii bunlar DiRT 2'nin içerdiklerinden sadece birkaç tanesi. Esas oyun, bunun gibi dünyanın dört bir yanında farklı yerler içerecek. Hepsinin kendine has yer şekillerinin ve iklimlerinin de olduğunu varsayarsak, her yarış bizim için farklı bir tecrübe olacak diyebiliriz.

Toz duman

DiRT 2 sadece tek kişilik değil, online oyunlarda da iddialı olacak. Gerçek zamanlı olarak, diğer oyuncularla kapışabilecek ve ralli keyfinin tadını online olarak da çıkartabileceğiz. Çeşitli oyun modları bulunacak ki bunlar daha sonra yapımcılar tarafından daha ayrıntılı bilgiler şeklinde verilecektir. Güzel olan bir haber de çıkış tarihi ile ilgili. Codemasters, yapımın bu sene içerisine yetişeceğini belirtiyor. İlk DiRTün üzerinde birkaç geliştirme ve eklenti olacağını da varsayarsak, çok uzun süre beklemeyecekmişiz gibi görünüyor. Şimdiden direksiyonları hazırlayıp, ilk DiRT ile ısınma turlarına geçmenin hiçbir sakıncası yok.

Oyundan Görüntüler:




(Tam boyda görmek için Resme Tıklayın)


Oyunu indirmek istiyorum diyorsan orjinal sitesi: Colin McRae: DiRT 2 - Full Oyun (FO)